Rastgele Çalışmak: Sistemsizlik

25 Ağustos, 2025

Günler kısaldı.

Sabah birkaç işi aradan çıkarayım derken akşam oluyor, “Bugün neyi ileri taşıdım?” sorusu havada kalabiliyor. Artık mevsimler, hatta bir yıl bile fark etmeden akıp gidiyor. Bunun bir nedeni de çoğu zaman rastgele; hedef belirlemeden, öncelik sırası kurmadan, günün bizi yönetmesine izin vererek yaşamamız.

Rastgele çalışma kulağa “esnek” gibi gelebilir ancak pratikte odak kaybı, düşük kalite, tekrarlanan işler ve uzun vadede tükenmişlik üretiyor. Akışımız, dıştaki tetikleyicilerin düzensiz gelişlerine bağlı olduğunda her sinyal refleksle tepkiler vermemize sebep olabiliyor. Önceliklendirme şemamız yokken beyin kolay olanın peşine düşüyor; kısa vadeli dopamin dalgaları bizi ileri taşıyacak olasılıklarımızı engelleyebiliyor.

Neden Rastgele Çalışırız?

Rastgelelik tam olarak şöyle çalışıyor:

Günler “kim ne yazdı?” ve “onu kim istedi?” sorularıyla kendiliğinden dolduğunda, işler aciliyet hissine göre seçiliyor, bir görev kapanmadan diğeri tamamlanıyor. Bu döngüde ilk bakışta görünmeyen bir maliyet var; bağlam kaybı.

Rastgele bir konudan diğerine atlarken bize kalan dikkat, yeni işte gereken ivmeye yetmiyor. Sadece ekranlar arasında değil, roller ve duygular arasında da sürekli geçiş yaparak toplantıdan posta kutusuna, oradan mesajlara; evde evi toplarken telefona derken başka bir işe.

Geriye, “ne yapıyordum?” sorusu kalıyor.

Görünmeyen diğer maliyet; enerji.

Reaktiften Proaktife

Bu döngüden çıkmak günü bir mimar gibi ele alarak “Bugün bittiğinde elimde ne olacak?” sorusuna karşın akışı tasarlamakla mümkün olabilir.

Rastgeleliğin işaretlerini kendimizde yakalamak ve yaratacağımız ritimler rastgeleliği nazikçe çözecektir. Mesele motivasyon değil, mimaridir. Mimariyi ritmimize uygun kurduğumuzda motivasyon takiben belirecektir. Çoğu gün başlangıcın ödülü motivasyon olacaktır; sebebi değil sonucu.

Rastgele çalışma tesadüfe teslim olmaktır. Meşguliyet verirken tam hissettirmeyecektir.

Rastgelelik karşısında aradığımız daha tasarlanmış bir “bitti” hissidir.

Romantize etmeden, tasarımla çalışmak bir akış kararıdır.

Tesadüfle değil, tasarımla çalışmak.

Çünkü odak tasarlandığında, etki daha büyüktür.